Lipit araştırmaları ve özellikle ileri kütle spektrometrisi teknolojisinin kullanıldığı lipidomik, günümüzde çok hızlı gelişen bir alandır.
Lipidomik metabolomik biliminin bir alt dalıdır. Bir hücredeki/dokudaki tüm lipitlerin incelenmesiyle ilgilenir.
Lipitler hücre ve organel zarlarını oluşturan yapısal moleküller oldukları gibi, hücre içi enerji üretiminde görevlidirler. Lipitlerin sinyal iletimindeki görevleri son 30 yılda anlaşılmış, bu konuda çalışmalar sürekli ilerlemektedir ve ‘lipit mediyatörleri’ alt başlığı literatüre girmiştir.
Birçok genetik geçişli hastalıkta lipit dengesi değiştiği gibi; günümüzün önemli problemlerinden olan obesite, diyabet, metabolik sendrom, kardiyovasküler hastalıklar, nörodejeneratif hastalıklar ve kanserde de lipit metabolizmasındaki değişikliklerin anlaşılması önem kazanmıştır.
Protein ve gen yapısına yönelik araştırmalara nazaran; lipit araştırmalarındaki gelişmeler biraz daha gecikmiştir. Bunun en önemli nedeni suda çözünmeyen lipitlerin laboratuvar şartlarında çalışılmasında karşılaşılan güçlükler olmuştur. Ancak günümüzde ilerleyen NMR ve kütle spektrometrisi teknikleri lipitlerin tanımlanması ve yeni lipitlerin keşfinde önemli aşamalar kaydedilmesini sağlamıştır.
Günümüzde lipit analizleri; analitik saflıktaki organik çözücülerle ekstraksiyon sonrası, sıvı veya gaz kromatografik (LC veya GC)tekniklerle ayırım ve kütle spektrometrisi (MS) ile tanımlama yoluyla gerçekleştirilmektedir. Bu cihazlar yüksek teknoloji içermektedir, kurulumu pahalıdır. Analizlerde kullanılan lipit standartlarının göreceli olarak pahalı olması ve stabilite sorunu yine kısıtlayıcı faktörlerdendir.
Bilimsel problemin ortaya konması yanında, araştırmacı ve laboratuvar alt yapısının da ekonomik kullanımı açısından lipit araştırmalarının gelişimi ve daha ileriye gitmesi için multidisipliner yaklaşım gereklidir. Sağlık bilimleri ile fen ve mühendislik bilimlerinin birlikte yürüteceği projeler; biyolojik mekanizmaları anlama, hastalık patogenezini aydınlatma, tanı, tedavi ve takipte yeni biyobelirteçler ve hedef moleküllerin saptanması ile yeni ilaç geliştirme adına gereklidir ve ülkemizin lipit araştırmaları ve lipidomik alanında evrensel bilime katkısı açısından önemli bir adım olacaktır.